... ne yaparsan yap, olmuyor bazen.
Yok olmuyor, adapte olamıyorum. Bazı şeyler o kadar güzel ki; kitaplar, filmler ya da diziler. Neden onların içinde değilim diye düşünmekten gerçek hayata adapte olamıyorum. Keşke Zelda'nın en yakın arkadaşı ben olsaydım, ya da Doctor'un yol arkadaşı. Hiç olmadı o çok çok uzak gezegen gerçek olsaydı da obi wan kenobi tarafından minik bir jedi olarak yetiştirilseydim. Biliyorum komik geliyor, ya da saçma belki de, ama işte o kadar güzeller ki bunları hayal etmekten alamıyorum kendimi. Sonra ne mi oluyor; sonra okul uzuyor, sonra hiçbir şeyden tat alamıyorum, sonra hep suratım asık oluyor, sonra sonra sonra...
Bir de işin 'son'u diye tatsız bir şey var. Her şey bitiyor. Hele güzel olanlar çok daha çabuk bitiyor. Bu da dayanma gücümü iyice azaltıyor.
Bu arada fark ettim de, buraya mutluyken asla gelmiyorum. Demek ki benim de içimi dökme şeklim bu.
Şimdi kendimi motive etme çalışmalarıma geri dönmek zorundayım. Artık mutluyken de yazmayı denemeliyim. Umarım öyle bir zaman olur ve gelip bu defa da güzel bir şeyler paylaşırım seninle
sevgili jöleli şekerim.